

Ayçiçek Yağı: Diyetinize Neden Eklemelisiniz?
Yağların Sporcuların Enerji Kaynağı Olarak Önemi
Neden Yağ Yemekten Korkmamıza Gerek Yok?
Aspir Yağının Sağlık Üzerindeki Olumlu Etkileri
Anne Sütünün Kalitesini Artırmak İçin Yağların Rolü

Her zaman en sevilen Çotanak tarifleri...
Basit ve taze malzemeler kullanarak, bunları günlük ev aşçıları için sofistike ve zarif yemeklere dönüştüreceğimiz mutfak maceralarımıza katılın .

Fındığın ağacındaki yeşil kabuklu halidir. Bahis konusu yeşil kabuk, fındığın o bilinen kahverengi sert kabuğunun dışında bulunan ve genelde içinde birkaç fındığın birden bulunduğu yeşil ve yaprağımsı kesedir. Fındık toplandıktan hemen sonra patoz adı verilen makinelerle çotanağından ayrılarak piyasaya kahverengi sert kabuklu haliyle sürüldüğünden fındığın çotanak hali Ordu, Giresun bölgesinin insanı dışında pek bilinmez.
Fındığın yağa dönüşümünü konu alan kısa filmimizde fındığının çotanak halini görebilirsiniz.
Son kullanım tarihi geçmiş yağların sağlığa direkt bir zararı yoktur. Fakat tadında bir acılaşma görülebilir. Mide rahatsızlığı yaratma riskinden dolayı bu tür yağları kullanmamak sizler için daha iyi olabilir.
Yüksek ve düşük ısı, havayla temas ve güneş ışığı yağların bekleme süresince bozulmasını hızlandırır. Bunu önlemek için, uzun süre kullanılmayacak yağların:
Güneş ışığı almayan kapalı dolaplarda,
Ağzı kapalı bir olarak,
Oda sıcaklığında
muhafaza edilmesi gerekmektedir.
Dünya Sağlık örgütü (WHO) günlük ihtiyaç duyulan kalorinin % 30′ unun yağlardan karşılanmasını, bu oranın da kendi içinde % 10 doymuş, % 10-13 tekli doymamış ve % 7-10 çoklu doymamış yağ olarak alınmasını önermektedir.
1 gr yağda 9 kcal. (kilokalori) bulunmaktadır. Kalori ihtiyacı yaşa, cinsiyete, kiloya ve günlük aktiviteye bağlı olarak değişmekle birlikte, normal bir yetişkin günlük 1500-2000 kcal. enerjiye ihtiyaç duyar. Bu verilere göre günlük 450-600 kcal.’in yağlardan karşılanması, yani 50-65 gr. yağ tüketilmesi gerekir.
Bu miktarın yaklaşık 3/1′i alınan gıdaların birleşiminde var olduğundan dolaylı olarak alınır. Bu şekilde gıdalarla alınan yağların çoğunluğu doymuş yağlardır. Bu durumda kalan 40 gr. yağın da 20-26 gramı tekli, 14-20 gramı çoklu doymamış yağ asitleri olarak, yemeklere ve salatalara dışarıdan eklenerek doğrudan alınması gerekir.
Hiçbir diyet yağsız olmamalıdır. Bitkisel sıvı yağlar vücut için önemlidir. A,D, E ve K vitaminleri yağda eridiğinden yağlarla alınması gerekir.
Yağların yapılarında C (karbon) ,H (hidrojen), O (oksijen) ve N (azot) gibi elementler bulunur. Bu elementler belirli şekillerde bir araya gelerek yağlarda bulunan yapıtaşları olan yağ asidi ve gliserolü oluşturur. Yağlar 1 gliserol ve değişik sayılarda yağ asidi bloklarının birleşmesinden oluşur.
Yağ yapısında bulunan karbon atomları, yağ asidinin yapısına bağlı olarak 1 ya da 2 elektronunu komşu atomlarla paylaşır. Doymamış yağlardaki yağ asitlerinin en az bir karbon atomu komşularıyla 2 elektron paylaşır.
Doymamış yağlar kendi aralarında elektron paylaşım sayılarına göre ikiye ayrılırlar. Eğer doymamış yağdaki karbon atomlarından sadece bir tanesi 2 elektron paylaşmışsa, bu yağa tekli doymamış yağ denir. Eğer birden fazla karbon atomu 2 tane elektron paylaşmışsa buna çoklu doymamış yağ denir.
Fındık yağı ve zeytinyağı tekli doymamış yağlara örnektir. Bu yağlar kalp damar hastalıklarına karşı koruyucudurlar. Vücuttaki genel kolesterol miktarını azaltırken kötü kolesterol olarak bilinen LDL’nin kandaki oranının azalmasına ve iyi kolesterol olarak bilinen HDL’nin oranının artmasına neden olurlar. Kansere karşı koruyucudurlar.
Soya yağı, ayçiçek yağı ve mısır yağı çoklu doymamış yağlara örnektir. Çoklu doymamış yağ oranı yüksek olan yağlar kalp ve damar hastalıklarını önlerler. Hipertansiyon tedavisinde yararlı etkiye sahiptirler. Kansere karşı koruyucudurlar ve vücuttaki genel kolesterol miktarını azaltırken kötü kolesterol olarak bilinen LDL’nin kandaki oranının azalmasına ve iyi kolesterol olarak bilinen HDL’nin oranının artmasına yardımcı olurlar.
Yağların yapılarında C (karbon), H (hidrojen), O (oksijen) ve N (azot) gibi elementler bulunur. Bu elementler belirli şekillerde bir araya gelerek yağlarda bulunan yapıtaşları olan yağ asidi ve gliserolü oluşturur. Yağlar 1 gliserol ve değişik sayılarda yağ asidi bloklarının birleşmesinden oluşur.
Yağ yapısında bulunan karbon atomları, yağ asidinin yapısına bağlı olarak 1 ya da 2 elektronunu komşu elementlerle paylaşır. Eğer gliserole bağlı yağ asitlerinden hiçbirinin karbon atomu 2 elektron paylaşmamışsa bu yapıya doymuş yağ denir.
Doymuş yağlara örnek olarak margarin ve tereyağı verilebilir. Doymuş yağlar genellikle doymamış yağlara göre daha uzun yaşarlar, oda sıcaklığında katıdırlar ve depolamaları kolaydır. Fakat sağlık açısından doymamış yağlara göre çok daha fazla tehdit unsuru içerirler. Bunun en iyi bilinen örneği doymuş yağların damar tıkanıklığına yol açmalarıdır.
Henüz bir alternatif bulunamamıştır ????